SEÇİMLER VE FOTOĞRAFLAR
Eskilerin deyimiyle "seçim sathı" mailine girmiş bulunmaktayız. Her taraf afişler, bayraklar, bannerler vs. ile doldurulmuş durumda.
Kimisi özensiz, kimisi ise usta bir elden çıkmış gibi hemen fark ediliyor. Dağlara taşlara, her bulunan boşluğa bir şeyler iliştirilmiş.
Herkes, kendisinin “ilaç” olduğu konusunda mutlak mesajlara sahip.
Tüm bu “harala gürele” içinde fotoğraflar özel bir yer tutuyor.
Aday belirleme sürecinde milletvekili aday adaylarının, şimdilerde ise, parti başkanlarının fotoğrafları her yerde.
İlginç olan ise, bu kadar mesaj içerikli kampanyalarda, fotoğrafların hiçbir mesaj iletmiyor olması.
Evet... Hiçbir direkt ya da dolaylı mesaj yok.
İzleyici (seçmen) ile herhangi bakış ilişkisinin kurulmadığı, bütün parti başkanlarının, uzaklara ya da mahcup baktığı bu fotoğrafların bir iz bırakacağı çok şüpheli.
Bakış; izleyici ile temas kurmanın en basit yöntemi oysa...
Ülkemizdeki reklam kampanyaları “dil” üzerinden gerçekleştiriliyor. Görüntü ise “olsa da olur, olmasa da” gibi bir mantıkla gerçekleşiyor.
Oysa propaganda tarihi içinde, fotoğrafın ayrıcalıklı bir yere sahip olduğu kesin. Geniş kitleler üzerinde bıraktığı iz nedeniyle, bütün erkler tarafından fotoğraf bu anlamda kullanılmıştır.
Fotoğrafın gücünün farkına varan, aslında hep bir adım öne çıkıyor. Tarih bize bunu fazlasıyla göstermiştir.
Temel bilgi olarak kabul edilen birçok unsurun, bu reklam kampanyaları sırasında göz ardı ediliyor olması da hayli merak konusu...
Kampanyalarda gördüğümüz fotoğraflar, sadece bilinirliği biraz daha fazla arttırıyor. Ancak şu da bir gerçek ki, oy pusulalarında, partilerin logoları var. Parti başkanlarının fotoğrafları ise yok. Bu anlamda bilinirliğin artmasının (zaten yeterince biliniyor) nasıl bir katkısı olacağı merak konusu.
Seçimler, hepimiz için dersler çıkarılacak bir düzlem olarak önümüzde duruyor...
- ÖDÜNÇ YILLAR
- AKILDA KALMAK